5 yıldır bu bloğu yazdığıma inanamıyorum, Kuzu doğduğundan beri zaman daha da bi acımasız oldu, daha da bi hızlı akmaya başladı sanki. Kuzucuk 4 yaşı ile 5 yaşı arasına neler sığdırdı minicik yüreğine. Önce ülke değiştirdi, tüm çok sevdiği kişileri, rutinlerini, alışkınlıklarını arkada bıraktı, başka bir dile geçti, başka bir dilde düşünmeyi öğredi, hiç tanımadığı dilini bilmediği ortamlarda kendini var etmeyi öğrendi, yeni arkadaşlar edinip yabancı bir yeri sahiplendi. 9 ayımızı devirdik burada. Artık ilkokul hazırlık sınıfına gidiyor (reception). Burada büyük bir okulda tüm işlerini kendi yapan genel tabirle tam bir abla oldu kızım. Ben bu büyüme fikrine hiç bizaman alışamayacağım sanırım. Zaman değirmenini durdurmak hiç kolay değil gerçekten.

Biraz kuzunun burdaki ingilizce sürecinden bahsedeyimde kafam dağılsın bari. Londraya geldiğimiz gibi hemen anaokuluna başladı Mira. Saat 9-12 arası gitti. İlk başlarda dilden ve taşınmadan kaynaklı okula ve ingilizceye çok tepkiliydi. (ki kreşte ingilizce geçmişi olmasına rağmen). İlk 4 ay biraz sıkıntılı geçse de 4 aydan sonra ciddi rahatlama yaşadığımız söylenebilir. Burada öğretmenleri sabırlı olmamızı ilk 4 ayda anlamaya başlayıp, 6 ay da konuşmaya başlayacağını söylemişlerdi. Gerçektende tam böyle bir süreç yaşadık. 6. aydan sonra konuşabilmenin verdiği rahatlıkla çok alıştı. Şu an bizim telafuzumuzu düzeltir hale geldi. Tabi biraz da buna burada  oynadığımız ingilizce kelime oyunlarının,  izlediğimiz  sayısız çocuk tiyatrolarının, gittiğimiz parkların, kütüphaneden aldığımız tonlarca hikaye kitabının etkisi çok oldu. 2 hafta önce ilkokul hazırlık (reception) a başladı artık 9-3.15 okulda. Hazırlık sınıfında okuma ve yazmaları amaçlanıyor. Bize göre biraz erkenmiş gibi olsa da şimdiden m, a, s, d, t, i, n, p, g ve o harflerini öğrenip bu harflerle oluşan ikili ve üçlü kelimeleri okuyabiliyor.

Londrada devlet okullarında eğitim genelde çocukların kişisel ihtiyaçlarını bağımsız yapabilmeleri ve kendilerine özgür alan tanımlamaları üzerinden. (özel okulları hiç bilmiyorum) 20 dakikalık ders sürecinde yuvarlak halıda oturmaları ve bir düzende olmaları bekleniyor. Günün kalan zamanında serbest oyun veya aktivite yapmakta veya kostüm giyip dolaşmakta yada kendi bahçelerine çıkmakta serbestler. Öğretmenler genelde gözlemci bir sorun olduğunda veya istek olduğunda müdahale ediyorlar. Türkiye de kreşte anormal bir aktivite bombardımamına maruz kalan kuzu için baştan bu sıkıcı bir durum yaratsa da sonradan kendi istediklerini istediği zamanda yapabildiği için çok keyifli bir hale dönüştü. Şu an için çok şükür yaptığı herşeyde mutlu. Miranın okul süreciyle beraber bizde büyüdüğümüzü ona daha bir birey gibi davrandığımız hissediyoruz. Korumacı yaklaşımdan kurtulmak çok zor gerçekten ama buradaki aileleri çocukları ve mantığı gördükçe bu korumacı yaklaşımın aslında çocuğu korumaktan çok daha özgüvensiz bireyler haline getirdiğini ilk geldiğimizde bariz gördük. Böyle böyle biraz o biraz biz bu süreçte birsürü şey öğrendik.

Doğum günü için hayvan delisi elmayramızı Londraya 1 saat uzaklıktaki Woburn Safari Parka götürdük. Hepimiz için değişik ve eğlenceli bir deneyim oldu.