Kuzucuğun arabada en sevdiği şey müzik dinlemek. Şarkıları duyamıyo diye bizim konuşmamıza bile izin vermiyo. Ona genelde bizim bayıldığımız onunda dinlemesini istediğimiz grupları parçaları playlist yapıyoruz. Bayılarak dinliyo, bizim sevdiğimiz tüm parçaları ezbere biliyo. Bu yüzden de diğer arkadaşlarından biraz farklı bir müzik bilgisi var. Mesela bu sıralarda en sevdiği müzik türü rock. “Rock Baby” diye dolanıp duruyo evde.
Ülkemizde hangi şarkıcıların ne kadar çok ünlü olduğu ve ne kadar para kazandığına baktığımızda ülkemizin müzikalitesi ortaya çıkıyor. Bu zamana kadar böyle bir müzik piyasasında alternatifler keşfetme çabalarımıza şaşırıyorum açıkçası. Ben nasıl bu tüketim kültüründen, emeksiz kolay nası para kazanılır hesaplı şarkılardan kendimi sıyırmışım, katkısı olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Şimdi aynı çabayı kuzumuza da vermeye çalışıyoruz. Bebişkonuza küçük diye sadece çocuk şarkıları dinletmeye kalkarsanız çok hata edersiniz. Bizim ülkemizde çocuk şarkısı diyince sadece orgla çalınan çıstak müziklere rastlarsınız çünkü, onlar küçük ya anlamazlar ne gereği var. Bu konuda Susam Sokağı müziklerine hayranlık duyardım. Adamlar koskoca caz orkestrasını kurmuşlar tüm şarkılarını onla söylemişler diye. İşte sonra “Yıldız İbrahimova”nın Çocukça Şarkılar albümünü keşfettim. Yıldız İbrahimova yı çok eskilerden beri dinlerim, takip ederim, konserlerini kaçırmam. Bu albüm tam da ona yakışan bir albüm olmuş. Tamamıyla caz altyapısında, çoğunu kuzunun bildiği çocuk şarkıları, 5000 kere flan dinledik heralde halen dinliyoruz. Çocuk büyük herkesin mutlaka dinlemesi gerekiyor.
Çocukça Şarkılar-Yıldız İbrahimova
1.Bahara Özlem
2.Yaşasın Okulumuz
3.Sabah Erken
4.Uyku Saati Geçti
5.Piliçler
6.Kuş Sesleri
7.Oyunlar
8.Güneş
9.Mevsimlerin Şarkısı
10.Tarlalar
11.Adım Ne?
12.Kelebek
13.Sağlam Olmak İstersen
14.Ilgaz
15.Altı Ördek Yavrusu
16.Topacım
17.Tren
“Sanki Aydınlanma Dönemi bitmiş. Müzik ve diğer güzel sanatlarla ilgili eğitim zayıflamış. Biraz da bu nedenle, bu alandaki açığı kapatmak için bu albümü hazırlamaya karar verdim. Çocuklarımız güzel, modası geçmeyen çok sesli, nitelikli, bazı şarkılarda cazı tanıtan şarkılar söylesinler diye bu albümü hazırladım. İnsanın ilk müzik yaptığı enstrüman gırtlağıdır, sesidir. Duyduğu ilk ses annesinin sesidir. Etrafımıza bakındığımız zaman bize en yakın olan da annedir. Kulağınızı okşayan sesiyle, söylediği sevgi dolu, saf, temiz şarkılarla bize dünyayı tanıtıyor. Ben, böyle şarkılarla büyüdüm. Bu albümü iki nedenle yaptım. Annem Nevriye Aliyeva bana; dünyayı, insanları, güneşi, suları, toprağı, ağaçları, çiçekleri, böcekleri, hayvanları doğayı öğreten şarkılar, güzel şarkılar, güneşli şarkılar, sevinç dolu şarkılar söylemesi çocukluğumun en güzel anılarını oluşturur. Sevmeyi, sevgi duymayı anneciğime borçluyum. Ona karşı sevgim sonsuzdur. Bu albümde onunla birlikte söylememiz beni çok mutlu etti. Bu şarkıları annem; doğduğu büyüdüğü Silistre’deki Türk İlkokulu’nda öğrenmiş. 1930’lu yıllarda Silistre, Romanya yönetiminde ve Romanya Devleti Türklerle iyi ilişkiler içinde. Türkiye’nin Romanya Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver aktif bir diplomat. Türklerle, Türk okullarına kültürel açıdan değerli imkanlar sağlamış. Ders kitapları, değerli öğretmenler getirmek, başarılı öğretmen ve öğrencilere Türkiye’de eğitim olanakları vermek gibi Atatürk’ün önderliğindeki Aydınlanma Dönemi’nin, çok sesli batı müziği dahil, tüm değerleri Silistre’ye de yansıtılmıştır. Annemin kısmetine çok değerli müzik öğretmenleri 1930’larda Türkiye’de geliştirilen çağdaş çocuk müziğini, Avrupa müziğinden uyarlamaları, Verdi’den, Mozart’tan Türkçeleştirilmiş aryaları( o dönemde popüler olan operalardan Verdi’nin Aida’sından ve Flotov’un Marta operasından Türkçeleştirilmiş aryalar), şarkıları öğretmişler. Ben, kardeşim Alev, Yeğenim Deniz, Kızım Suna, çevremizdeki akraba ve komşu Türk çocukları bu şarkılarla büyüdük. 2003 yılında çıkan “Çocukça Şarkılar”da Deniz (albüm yapıldığında 16 yaşında) ve kızım Suna** (albüm yapıldığında 6 yaşında) albümde söylediler. Üç nesil annemin şarkılarıyla büyüdük. Mozart’ın Türkçeleştirilmiş şarkısı bana Dede Efendi’nin “Yine Bir Gülnihal” şarkısını anımsattı. Gördüm ki, bu iki büyük bestecinin birbirine yakın besteledikleri bu şarkılar, Batı ve Doğu Kültürlerini bağlayan bir halka oluşturmaktadırlar. Mozart’ı ve Dede Efendi’yi annemle birlikte seslendirerek bu halkayı güçlendirdiğimiz zannediyorum.” Yıldız İbrahimova.