buluverdik. Tabi uçakta kocacıkta bende “naaptık ulan biz” diye içimizden geçirmiyo değildik ama birbirimize söylemiyorduk. Hele ben 5 saatten fazla uçamam diyen ben nası bir gazla bu kararı almıştım hiç bilmiyorum.
Neden Singapur dünyada başka yermi kalmadı sorusunun cevabı kocacığın görevi ve bizimde her zamanki gibi peşine takılmamızdı. Biz gezmeyi çok sevdiğimiz için Miranında bize ayak uydurmasını istiyorduk, onu bırakmaya niyetimiz yoktu. O yabancı turist bebeleri Caponyalardan bile buralara geliyordu, bisim bebemizin neyi eksikti, bu şekilde birbirimizi gaza getirerek gözümüzü kararttık.
İsmi lazım değil gıcık banka avans mil uygulamasını kaldırdığı için THY ile gidemedik. Singapur hava yolları ile gitmek zorunda kaldık. Hem 3 saat fazla uçtuk hemde gündüz gittik. Ama Singapur hava yollarındanda çok memnun kaldık. Yöresel kıyafet giyen hostesler çok saygılı, ilgili ve okadar uçtuk yüzleri sürekli gülüyordu. Gördüğüm en iyi hosteslerdi. Kuzucuk az cinnet az uyku az oyun derken yolculuğu atlattık. Yandaki avusturalyada oturan Arnavut kadının kızmı erkekmi anlayamadığımız ama neden sormakta çekindiğimiz 2.5 yaşındaki çocuğuyla baya bir anlaştılar. Ama kadın içler acısıydı, tek başına yolculuk yapıyordu ve çocuk bütün yol boyunca uyumayarak kadını talan etti.
kuzunun kankalardan bazıları:
Ve singapurdayız. Yol boyunca çok fazla uyumadığımız için baya bir yorgunduk. 6 saat farkıda kafa karışıklığı yaratmıştı. Baya bi Türkiye saatine göre yaşamaya kastım ama pek olmadı tabi. Havaalanından otele taksiyle gittik. Burada taksiler devlet elinde olduğu için çok ucuzmuş. Gerçektende öyle. Hava alanından dışarı çıktığınızda saunaya girmiş gibi bir hava sizi bekliyor, antalyadan beter. Ama her yer aşırı klimalı. Açık havayı bile soğutuyo birçok yer. Dışarda terle içerde üşü tam hasta olmalık. Kuzuyu giydir çıkar helak ettik.
Şehir içine ilerlerken sanki botanik bahçesine girmiş gibisiniz. Aşırı yeşil biryer. Tropikal enteresan ağaçlar çiçekler harika. Koskoca gökdelenler yeşil içine gizlenmiş gibi. Sokaklar çiçek kokuyor. Otelimiz Fort Canning lodge hem fiyatı hem yeri hemde odaları açısından çok güzeldi bence. Önünde Fort Canning Lodge parkı var. En ünlü caddesi olan Orchard roada çok yakın. Orchard road alışverişin dibine vurabileceğiniz bir yer. Her yer alışveriş merkezi, hepsini gezmek ay sürer. Tabi kuzudan ötürü çok az gezebildik. Çok az alışveriş yapabildim. Sadece bayanlar değil erkeklerde çıldırır. Elektronik mağazalarıda acayip. Türkiyeden uygun fiyatlara elektronik almanız mümkün. Nitekim biz bir lens ve ufacık el kamerası aldık. Kocacığın okadar elektronik mağazası gezme hayali kurduktan sonra çin mahallesinde ilk girdiği mağazadan bütün alışverişi yapmasıda enteresan oldu tabi. Ama satıcılar bu konuda çok usta elini verip kolunu kaptırabiliyosun. Sen tamam alıyorum demenle parayı karttan çekmeleri bir oluyor.
Singapur hayvanat bahçesi manyak biryer, dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden biriymiş. Maymunlar, papağanlar garip garip hayvanlar bir çok hayvan ortada. Mira çıldırdı, hangisine bakacağını şaşırdı. Tehlikeli olmayan bütün hayvanlar dokunulabiliyordu. Biz bile çıldırdık.
Sentosa adası Disneyland gibi biryer, hem çocuklara hem büyüklere aktivite çok. Ben daha çok şey bekliyordum ama çok beğenmedim. Akvaryum fena değildi ama londradaki akvaryum çok çok daha güzel. Sentosa adasında yunus ve fok şovu ve teleferik iyki yaptık dedirtti bize.
Bu arada bizim bebek arabası olayı pek sevmeyen tiplerden. Araba yanımızda belki biner ümidiyle taşıdığımız birşey. E artık ağırlaştıkça kucakta zor oluyor. Bende gitmeden biraz araştırdım. Sırtta taşıma ürünü arıyodum hep. Sonra Ergo Baby yi farkettim. Biraz pahalı aslında ama Singapurda verdiğmiz paraya değdi. 4 yaşına kadar kullanılabiliyor. Sırt, yan ve önde taşınabilyor. Bizimkisi sırta bayıldı. Ee çok eskilerden beridir köy yerlerindeki tezeler işlerini biliolar tabe.