Buraya neler neler yazıcaktım. Ama insanın içinden hiç bir şey gelmiyo. Sadece küfür etmek geliyo. Öfkeden midem bulanıyo. Bu kadar kalbi mühürlü bu kadar zalim nasıl olabiliyor insanlar. 2015 yılında (şurda daha 46 gün olmuş) Özgecan da dâhil olmak üzere 37 kadın, erkek şiddetiyle katledilmiş. Hiçbirinin isimlerini bilmiyoruz. Toplumumuzun dayattığı cinsiyetçi roller bilinç altımıza o kadar işlemişki yediğimiz tacizleri anlatmaya bile utanıyoruz. Bırakın toplumda, aile içerisinde bile cinsiyetimizden dolayı verdiğimiz mücadelelerin haddi hesabı yok. İş yerinde cinsiyetinden dolayı bir adım geride olmayı saymıyorum bile. İnsanı insan olarak görmeyle ilgili ciddi sıkıntılarımız var, ne kadın ne erkek olmak değil karşımızdakini cinsiyetinden bağımsız insan olarak görebilmek asıl sorunumuz. Tabi bu sistem içinde hiç bir değeri olmayan ve sürekli farklı etiketler takılan insanın kolayca vahşi yaratıklara dönüşmesi çok kolay. Burada annelere çok görev düşüyor. Öncelikle, annelerin kendini kadın olarak farketmesi, sadece anne olarak değil önce kadın olarak toplumdaki yerini alması, kendi hakları için mücadele eden en büyük değiştirici güçlerden olduğunu anlamamız gerekiyor. Sonra çocuklarımıza mücadelemizi anlatarak, cinsiyetçi düşünceden uzak ve birbirine saygılı ve haklarını sonuna kadar savunan hür bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Artık zaman, ne susma, ne de yerimizde durma zamanı.
Bu günlerde Oliver Jeffers’ın “Hearth and the Bottle” kitabı geliyor aklıma. Bazen kalbimi ve kuzumun kalbini de bir şişede saklamak istiyorum hiç zarar gelmesin diye. Oliver Jeffers’tan çok bahsediyorum daha da başınızı bol bol şişireceğim sonraki yazılarda. Ciddi bir fanı olma durumum var. Adamın kitaplarını anlatmadan duramıyorum.
Çocukken ne çok sorularla, meraklarla, hayallerle doluyduk değilmi? Şimdi ise yaşadığımız acılar, dünyanın büyüdükçe farklılaşması zalimleşmesi, hayallerimize örülen duvarlar, sürekli artan korkularımız var. Oliver Jeffers’ ta “Hearth and the Bottle” da bir sürü heyecanı ve hayalleri olan minik bir kızın çok sevdiğini kaybetmesiyle birlikte bütün hayallerini ve yaşama olan heyecanını da kaybetmesini ve kalbini en güvenli yer olarak bir şişeye almasını konu alıyor. Sonunda bu minik kız büyüyüp aynı kendi çocukluğu gibi heyecanla dolu minik bir kız çocuğuna rastlayıp kalbini şişeden geri çıkarmaya karar veriyor.
Hikaye o kadar güzel ve anlamlı ki o kadar çok okudum artık ezbere biliyorum. Her okuduğumda ufkumu açıyor. Aynı bu hikayedeki gibi minik kuzularımıza heyecanlarımızı paylaşıp onlara umut olalım.
Selam, kitabı çok merak ettim ve sahip olmayı çok istiyorum. Amazon dışında satışı yok. Bodrumda yaşıyoruz, ne yapsak bilemedim. Gruba bir soracağım( çocuk kitapları klubü)
Evet burada da kitapçılarda yok. Sadece amazon satıyor malesef.
acaba editör arkadaşlar, bu kitabın baskısını istediğimizi yayınevlerine iletebilirler mi? bilmiyorum taleple olur mu bu işler ama…bi şansımızı denemekten bişey çıkmaz bence dimi 🙂