Kuzunun okulu sonunda tatil oldu.Artık sabahın köründe kalkma derdimiz azcıkta olsa son erdi. Kuzucukla London keşiflerine devam ediyoruz. Öyle çok fazla aktivite peşinde koşmuyoruz bu yaz, tembellik hakkımızı kullanıyoruz. Etrafımızdakileri keşfetmeye ve öylece durabilmeye çalışıyoruz. Canımızın sıkılması durumunun
Tam bir uçuk sene oldu Londra’ya geldiğimiz. Napıcaz needicez derken, su gibi geçen bir buçuk sene. Daha dönüş tarihimiz belli olmasada galiba burayı da evimiz belledik. Dönüşü düşündükçe bi hüzün mü çöküyo ne. İnsanın güzel anılar dostlar biriktirdiği heryerden ayrılması zor oluyo galiba. Kuzu geldiğinde 4 yaşındaydı şimdi 5,5 yaşında ingiliz aksanlı bir eşşek sıpası:)) Bu sene eylül ayında 1. sınıfa başlayacak.
Laf dönüp dolaşıp yine okula geldi. Neden çünküüü evdeki gündemimiz bu. Dönersek Türkiye’de Continue reading
Ben artık bu bloğa yetişemiyorum evet farkındayım:( Daha çok yazmam lazım, bloğu komple düzenlemem lazım. Taa geçen seneden kalan bu yazıyı yayınlayayım bari:
The Days The Crayons Quit:
Drew Daywalt’ın yazdığı Oliver Jeffers’ın resimlediği rengarenk şeker mi şeker bir kitap, okurken çok eğlenirsiniz. Duncan tam boyama yapmak üzereyken boya kalemleri tarafından Continue reading
Çoook uzun zamandır hiç bişi yazmamışım. O zaman şarkılarla başlayalım. Dino’nun Şarkıları, çocuklar için evrim şarkıları diye geçiyor, 6 altı şarkılık bir albüm. 23 Nisan’da subadapcocuk.org’da yayımlandı ve Soundcloud üzerinden ücretsiz Continue reading
Evet geldik sonunda Oliver Jeffers’ı anlatmaya. Oliver Jeffers’ı Londraya geldiğimde tanıdım. Tanıdım derken kitaplarını tanıdım manasında. Kendisiyle henüz tanışamadım ama azimliyim bigün tanışacam, peşindeyim:)) Kendisi İrlandalı olup şuan Amerika da yaşamaktadır. Kendisinin türlü türlü dünyaca ünlü çocuk kitaplarından, yağlı boya tablolarına, kısa animasyonlara, U2 gibi büyük müzik gruplarına kliplere kadar Continue reading
Geçen haftaki tatilimizi de gezip tozmayla geçirdik çok şükür. Nezamandır paylaşamadığım ev aksiyonlarımızı tam da şimdik paylaşayım dedim.
Baloncuklu boyama: Bubble painting dediğimiz bu baloncuklu boyama tam bir etraf kirletici etkinliktir. İnternette birçok örneğine rastlamanız mümkün. Biz su bazlı boyalarımızı hafifçe sulandırdık, Continue reading
Buraya neler neler yazıcaktım. Ama insanın içinden hiç bir şey gelmiyo. Sadece küfür etmek geliyo. Öfkeden midem bulanıyo. Bu kadar kalbi mühürlü bu kadar zalim nasıl olabiliyor insanlar. 2015 yılında (şurda daha 46 gün olmuş) Özgecan da dâhil olmak üzere 37 kadın, erkek şiddetiyle katledilmiş. Hiçbirinin isimlerini bilmiyoruz. Toplumumuzun dayattığı cinsiyetçi roller bilinç altımıza o kadar işlemişki Continue reading
Evvveeett efenimm, kuzuşla beraber bayıla bayıla izlediğimiz filmleri yazdık bu sefer. Bu yazıyı biraz babişe kakaladım gibi oldu. Ama adam iyi yazmış şimdi:)) iyi okumalar:
Kızımız Mira doğduktan sonra evimizde düzenlemeye karar verdiğimiz en önemli konulardan biri televizyondu. Şunu belirtmek isterim ki biz kızımız 2 yaşına girene kadar ekrandan uzak tutmaya çalıştık. (Burada bununla ilgili Continue reading
Son 1 yılımıza dönüp baktığımda baya denişik bir yıl yaşamışız. Yabancı yabancı memleketlerde 1 yıl geçirdik. Buralara alışıp Londrayı da kendimize ev yaptık. Hayatta neler yaşıyo insan:) Yeni arkadaşlar edindik. En büyük mesafeyi de kuzucum katetti sanırım. İngiliz aksanıyla ingilizce konuşması, ingilizce okuyup yazması bizim için büyük mucizeler. E bende bir mucize yaşadım bu sene 40 kez bırakma eşiğinden döndüğüm doktoramı baya sıkıntılı da olsa bitirdim. Bizim için çok özlemeli bir yıl oldu ama çok şükür güzel bir yıl oldu. En önemlisi hep beraberdik ve sağlıklıydık. Umarım sizin için de öyle geçmiştir. Yeni gelen seneniz eskisinden çok daha güzel geçmesi dileğiyle Kılkuyruk Popi’yle mutlu yıllar diyorum:)
Son zamanda kuzucumla yaptıklarımız:
– Atık dallardan yeni yıl ağacı:
Richmond parktan aşırdığımız Continue reading
Miranın kitaplığını çok ihmal ettim biliyorum. Elimizde okadar kitap varken çok azını paylaşabildim. Şu doktoramı bitirebilsem neler yapıcam ama… Londrada kitap olayna başka bir bakış açısı getirerek büyük kütüphane kavramını komple içimize soktuk hatta böğrümüze bastık diyebilirim. Bu yüzden artık kütüphaneden elimize geçen kitapları çok detayına girmeden hem bize arşiv oluştursun diye hem de size fikir vermesi açısından kısa kısa paylaşayım istiyorum. Bunu neden geçen seneden itibaren yapmadım diye de dövünüyorum. Kuzu kütüphaneden ve okulundan okadar çok kitap okuduki çoğunu unuttuk belki de:( Neyse artık bu da bir başlangıç olsun:
-Winnies Pirate Advanture (Valerie Thomas-Korky Paul)
Türkçeye çevrilmiş hali var: Sakar Cadı Vini’nin Korsanlık Macerası
Daha önce Sakar Cadı Continue reading