Oradan buradan

7

 

Bu üç aydır neler yapıyoruz, zaman ne çabuk geçiyo valla hiç yetişemiyorum. Yarım yamalak biraz oradan biraz buradan daldan dala atlaya atlaya yazayım dedim. Bu son üç ayda bir Roma bir Türkiye yi sığdırdık valla, nası yaptık bizde bilmiyoruz. Yolculuktan mala döndük. Her Türkiye dönüşünde sanki buraya ilk defa Continue reading

Kimlik bilekleri

idbileklik

Londranın tarihinde nadir rastlana havalardandı geçen hafta. 17-18 derece sıcacık bir haftasonu geçirdik. Hemen aldık yiyeceklerimiz atladık bisikletlere bizde Londranın yarısı gibi yayılalım çimlere piknik yapalım dedik. Bütün günü Hydparkta geçirdik mis gibi. Ama kalabalığı anlatamam. yatanlar, uyuyanlar, köpekler, bebekler,  hemen fırsat bu fırsat diye bikinileri giyenler… Artık saat öğleden sonra 4 civarı hava serinlemeye başladı. Bizim kuzuda yakınlarımızda dolaşıp kendine

Continue reading

Başlığı ne koysam ki

4

Londradan  bildirmeye devam ediyoruz efenim. Geçen hafta 1 haftalık okullar tatildi. Burada okullar 6 dönem. Kısa kısa dönemler var. Bizimki gibi 2 dönem ve büyük bir ara yok. Burada çocuklar için yapacak okadar çok şey var ki. Bende etkinlik avcısı olarak sürekli avdayım. Tatil esnasında “Imagine Festival” diye bir çocuk festivali vardı. 1 hafta boyunca sayısız kitapların yazarları ve çizerleriyle hikaye anlatımı, bazı ünlü kitapların büyük prodüksiyon tiyatro oyunları, sayısız konserler, aklınıza gelebilecek her türlü aktivite vardı. Bizde durmadık tabi koşa koşa gittik. Festival alanında, Continue reading

London günlükleri-01

15

 

Londraya geleli 1 ayı geçti. 50 m2 2+1 kutu evimiz artık bize baya saray gibi geniş gelmeye başladı bile. Burada hayat fena değil özlemek dışında güzel bile denebilir:) Şaşırdığınız bir çok şey olsada biyerden sonra artık kanıksamaya başlıyosunuz, turistlikten çıkıp buradan biri oluveriyosunuz. Trafiğin sağdan akmasına, prizlerin saçma sapan bir tipte olmasına, hergün postacının kapı deliğinden 3-5 posta atmasına aldırmıyosunuz. Biraz burdan örnekler vereyim:

– Burada en çok yağmur çamuru tınlamıyoruz sanırım. Herkes yağmurda bile sporunu ihmal etmezken biz niye evde duralım. Kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır felesefesiyle tüm kıyafetlerimiz buraya uyarladık. Kuzucuk çamur banyosu yapsa bile yine ıslanmıyo artık:)

-İnsanlar heryerde sıra olabiliyorlar upuzun kuyruklar görebilirsiniz heryerde. İtiş kakış ve birbirinin üzerine çıkma, kaynak olayı yok (bize çok garip geliyo dimi:)

– İş saatlerinde metrolar deli kalabalık oluyor. Ama yinede elinde çocuk olan veya hamile olanlara mutlaka yer veriyorlar. Hamile olanlar “baby on board” rozeti takıyorlar.

-Burada çok kapı kilitlenmiyor sanırım yada bizim muhitte. Üst komşumuz Patrick bizi hiç tanımadığı halde tavandan gelen akıntıyı tesisatçılara göstermek için anahtarı 2 gün bize verdi ve istersen kilitle dedi.

– Burada herkesi çocuğu var. En az 2 çocuğu.
Continue reading

Yeni yıl, yeni ülke, yeni bir hayat….


londra

 

Yıllar olmuş yazmamışım yaw… Zamansızlıktan ölüyorum, bundan sonra daha bol bol yazıcam inşalla. Valla bu süreçte hayatımızda sağlam değişiklikler oldu. Kendimize yeni bir hayat ısmarladık uzaklarda atladık geldik babanın peşinden. Bizi hiç tanımayan, bizim hiç tanımadığımız,  suyunun havasının farklı olduğu yerlerde 50 m2 lik  ingilizce bir hayat kurduk kendimize yeni yılla birlikte.  Sadece durmaya geldik, zamanı yavaşlatmaya…Hepimiz şaşkınız, heyecanlıyız. Ankarada çok hızlı geçen zaman burda nasıl yavaşlatırız meraklıyız. Ama zor geldi bırakıp gitmek dostları, kardeşleri, anneleri, babaları…Ankarayı bile…Zira Ankara, görücü usulü evlilik gibidir; sevilmez ama bir takım sebepler ötürü terk edilemez. (http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=226434) Continue reading